Günümüzde birçok insan, hayatının farklı alanlarında sorumluluk almanın getirdiği yükümlülüklere karşı bir çekince yaşıyor. Klinik psikolog Dr. Selin Akman, bireylerin bu sorumluluklardan neden kaçtıklarını ve bunun altında yatan psikolojik dinamikleri ele alıyor. Sorumluluk, yaşamımızın her alanında önemli bir yer tutarken, bazı insanlar için bu kavram korkutucu bir hal alabiliyor. Peki, bireyler neden kendilerini sorumluluklarından uzaklaştırma yoluna gidiyorlar? İşte, bu sorunun cevabı üzerine Dr. Akman'ın analizleri ve tespitleri.
Sorumluluktan kaçmanın birçok sebebi var. Bunlar, öğrenilmiş davranış biçimleri, çocukluk döneminde yaşananlar veya kişisel korkularla doğrudan ilişkilidir. Çocukluk dönemi, bir bireyin sorumluluk algısını en çok etkileyen dönemdir. Aile yapısı, ebeveyn tutumları ve sosyal çevre, çocukların sorumluluklar karşısındaki tutumlarını belirleyebilir. Dr. Akman, “Ebeveynlerin aşırı korumacı tutumları, çocukların sorumluluk duygusunu zayıflatabilir. Çocuk, sürekli olarak başkalarına bağımlı kalarak büyüdüğünde, ileriki yaşlarda kendi hayatında sorumluluk almaktan kaçınma eğilimi gösterir,” diyor. Dolayısıyla, bireyin sorumluluk almaktan korkması çoğu zaman, geçmişte yaşadığı deneyimlerle bağlantılı olabilir.
Öte yandan, modern yaşamın getirdiği hız ve belirsizlik, bireyleri alternatif yollar aramaya yönlendiriyor. Sorumluluğun getirdiği maddi ve manevi yükümlülükler, zaman zaman insanlar üzerinde stres yaratıyor. Dr. Akman, “Günümüzde bireyler, sosyal medya ve sürekli değişen yaşam koşulları nedeniyle kendilerini sıkça karşılaştırıyorlar. Bu da sorumluluğun getirdiği baskı hissinin artmasına neden oluyor,” açıklamasında bulunuyor. Toplumun beklentileri ve normları, bireylerin kendi iç dünyalarını keşfetmelerine engel olabiliyor. Bu durum, kendini gerçekleştirme konusunda da zorluklar yaratıyor.
Kendinden kaçış, insanların sorumluluk almak yerine farklı mekanizmalara sığınmalarına yol açar. Bu mekanizmalar arasında erteleme, savunmacı tutumlar ve bağımlılıklar yer alır. Erteleme, sorumluluk hissini yok saymak ya da ertesi güne atmak olarak tanımlanabilir. Bu durum, bireylerin kendilerini rahatsız hissettikleri anlarda başvurdukları bir yöntemdir. Örneğin, bir proje veya görev zamanında bitirilmediğinde yoğun kaygı ve suçluluk duygusu yaşanabilir. Dr. Akman, “Erteleme, genellikle kaygının bir sonucudur. Birey sorumluluğun getirdiği yükümlülükten kaçmak için o yükümlülüğü erteleyerek, aslında kaygıyı artırır,” diyor.
Bağımlılıklar da, bireylerin kendilerinden kaçma yöntemlerinden biridir. Alkol, uyuşturucu veya dijital ortam bağımlılığı gibi davalar, bireylerin sorumluluk duygusunu azaltabilir. Dr. Akman, “Bağımlılıklar, bireyin duygusal boşluklardan kaçma çabası olarak görülebilir. Geçici mutluluk sağlayabilirler, fakat uzun vadede bu kaçış yöntemleri yalnızca daha derin sorunları beraberinde getirir,” uyarısında bulunuyor. Bu tür durumlarla başa çıkmanın en etkili yolu, profesyonel destek almak olup, bireylerin kendi iç dünyalarıyla barış sağlamalarını sağlar.
Sonuç olarak, sorumluluktan kaçış bir bireyin psikolojik sağlığı üzerinde derin etkilere sahip olabiliyor. Ancak bu durumdan kurtulmak, içsel yapılanma ile mümkün. Dr. Akman, çözüm yolu olarak bireylere kendileriyle yüzleşmeyi, geçmiş deneyimlerini yeniden değerlendirmeyi ve profesyonel destek almayı öneriyor. Kendimizle barıştığımızda, sorumluluklarımızı da daha kolay karşılayabiliriz. Bu bağlamda, sorumluluk almaktan korkmak yerine, onu bir gelişim fırsatı olarak görmek, psikolojik sağlığımız için oldukça faydalı olacaktır.