İstanbul’da kumpir yediği için hayatını kaybeden 20 yaşındaki genç Yasin Yılmaz’ın ailesi, oğullarının vefatına neden olan olayla ilgili açtıkları davada, müessese sahiplerinden şikayetçi oldu. Genç Yılmaz'ın, kumpir yerken boğulmasına neden olan durumu önceden fark eden bir tanık, yaşanılan olayın titiz bir şekilde incelenmesi gerektiğini vurguladı. “Uyardım, dinleselerdi ölmeyecekti,” diyen tanık, genç yaşta bir hayatın sona ermesinin arkasındaki gerçeklerin ortaya çıkarılması gerektiğini belirtti.
Olay, geçtiğimiz ay İstanbul'un kalabalık bir semtinde, yerel bir kumpir dükkanında meydana geldi. Yasin Yılmaz, arkadaşlarıyla birlikte gittiği bu mekanda, gözle görülür bir iştahla kumpir sipariş etti. Ancak, genç Yılmaz'ın eğlenceli bir gün geçirmek yerine hayatını kaybetmesi, herkesi derinden üzdü. Arkadaşlarının anlattığına göre, Yasin bir yudum kumpir almasının ardından aniden rahatsızlık geçirmeye başladı. Arkadaşları, Yasin'in boğazında bir şeyin takıldığını fark etti ve hemen müdahale etmeye çalıştılar. Ancak, kumpirin boğazında tıkanmasına neden olan yoğun malzeme nedeniyle, durum kontrolden çıktı ve genç Yılmaz yerde bayıldı.
Olayın hemen ardından, kafenin sahipleri ve çalışanları, ambulansı aramakta gecikti. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, Yasin’i kurtarmak için yoğun çaba sarf etse de ne yazık ki geç kalındı. Genç adam, hastaneye götürüldüğünde hayata döndürülemedi. Yasin’in ailesi, yaşananlardan sonra büyük bir acı içinde kaldı ve bu acının sorumlusunu bulmak için yargı yoluna gitmeye karar verdiler. Onlar için adaletin yerini bulması, yalnızca bir üzüntü değil, aynı zamanda diğer ailelerin de benzer bir trafer ile karşı karşıya kalmaması için bir gereklilik olarak öne çıkıyor. Dava sürecinin başlangıcıyla birlikte bu olay, toplumda gıda güvenliği konularının daha fazla tartışılmasına ve işletmelerin sorumluluklarının ön plana çıkmasına neden oldu.
Olayın ardından, kumpir dükkanında gerçekleştirilen denetimlerde, gıda hijyen veya yeterlilik standartlarına uyulmadığına dair ciddi şikayetler geldi. Kumpir dükkanının diğer müşterileri de, duygularını sosyal medyada paylaşıyor; “Bu tür yerlerde hijyen eksikliği, çocukların sağlığını tehdit ediyor,” şeklinde yorumlar yapıyorlar. Bu olay, sadece Yasin Yılmaz ve ailesi için değil, tüm toplum için bir ders niteliği taşıyor. Üzerinde çok durulması gereken bir konu olan gıda güvenliği ve işletme sahiplerinin sosyal sorumlulukları, kamuoyundaki tartışmaların merkezine yerleşti.
Yasin Yılmaz’ın ailesi, bu hukuksal sürecin yanı sıra, aynı zamanda gıda ürünlerinin hazırlık aşamalarından sunumuna kadar olan süreçlerde hijyen ve güvenlik standartlarının artırılması için de mücadele edecek. Çocukların sağlığına yönelik bu tür tehlikelerin ortadan kaldırılması, ebeveynlerin en büyük arzusu. Olay, adalet arayışının yanı sıra, gıda güvenliği konusunda toplumsal farkındalık yaratma çabalarının da bir parçası haline geldi. Gelecekte benzer acıların yaşanmaması için toplumun bu konuyu ciddiyetle ele alması gerektiği vurgulanıyor.
Yasin Yılmaz’ın ailesi, yaşadıkları kaybın telafisi olmadığını bilse de, en azından başka evlatların aynı talihsizliklerle karşılaşmaması adına adım atıyorlar. Davanın seyri takip edilirken, benzer olayların önlenmesi için yapılması gerekenler üzerine sürekli olarak farkındalık çalışmaları da güçleniyor.