Son dönemde İran ekonomisinin karşılaştığı zorluklar, ulusal para birimi olan İran riyalının tarihi bir çöküş yaşamasıyla daha da derinleşti. Dolar karşısında sürekli değer kaybeden İran riyali, 2023 yılı itibarıyla tarihinin en düşük seviyelerini gördü. Bu durumu protesto etmek amacıyla Tahran sokaklarına inen kalabalık gruplar, hükümetin ekonomik politikalarını eleştirdi. Peki, bu çöküşün sebepleri neler ve İran toplumunu nasıl etkiledi? Bu yazımızda, İran riyalindeki değer kaybı ve sonuçlarına dair tüm detayları inceleyeceğiz.
İran riyalinin hızla değer kaybetmesi, birkaç temel sebebe dayanmaktadır. İlk olarak, uluslararası yaptırımlar, İran ekonomisini derinden etkileyen en büyük faktörler arasında yer alıyor. ABD'nin 2018'de uygulamaya koyduğu yaptırımlar, İran'ın petrol ihracatını kısıtladı ve bütçe açığını artırarak enflasyonu tetikledi. Özellikle döviz rezervlerinin azalması, riyalin değeri üzerinde baskı yarattı. Bununla birlikte, İran yönetiminin ekonomik politikaları ve yolsuzluk iddiaları da halk arasında güvensizlik yaratarak, tasarrufların döviz cinsine dönüştürülmesine sebep oldu.
Bir diğer etken ise bölgedeki siyasi istikrarsızlık. İran, özellikle komşu ülkelerdeki krizler ve iç savaşlar nedeniyle dış ticaretinde zorluklar yaşıyor. Bu durum, İran ürünlerinin yurtdışında değer kaybetmesine ve ithalat maliyetlerinin artmasına yol açıyor. Sonuç olarak, bu olumsuz koşullar, riyalin sürekli olarak değer kaybetmesine neden oluyor.
İran riyalindeki çöküş, sadece ekonomik bir sorun olmanın ötesine geçti. Tahran başta olmak üzere birçok şehirde halk, bugüne kadar yaşanan en büyük protestolardan birine sahne oldu. Eylemciler, sadece riyalin değer kaybını değil, aynı zamanda artan maliyetleri, işsizlik oranlarını ve hükümetin yetersiz ekonomik yönetimini protesto etti. Kısa sürede geniş bir katılım sağlayan bu protestolar, hem işçi sınıfını hem de orta sınıfı bir araya getirdi.
Protestolar sırasında hükümetin güvenlik güçleri, göstericileri dağıtmak için sert önlemler aldı. Ancak bu durum, halkın öfkesini daha da körükledi. Tahran'ın birçok noktasında sıkı güvenlik önlemleri alındı, polis ve jandarma birlikleri sokağa çıktı. Protestocular, “Ekonomi batar, halk batmaz!” sloganları atarken, iktidarın halkın taleplerine kulak vermesi gerektiğine dikkat çekti.
Uzmanlar, protestoların ardındaki asıl nedenin sadece ekonomik kaygılar olmadığını belirtiyor. Uzun yıllardır süregelen sosyal ve politik baskılar, insanların tükenmişlik hissi ve mevcut hükümete karşı olan güvensizlik, halkın sokağa inmesinde önemli bir rol oynadı. Sosyal medya üzerinden organize olan göstericiler, taleplerini daha geniş kitlelere duyurma fırsatı buldu. Bu durum, İran'daki genç nüfusun ve sosyal medyanın etkin rolünü de gözler önüne serdi.
Sonuç olarak, İran riyalindeki çöküş, yalnızca ekonomik sorunları değil, aynı zamanda sosyal huzursuzlukları da tetikleyen karmaşık bir tablo oluşturuyor. Ekonomik sorunların yanı sıra, siyasi istikrarsızlık ve hükümete karşı artan güvensizlik, halkın sokağa çıkmasına neden oldu. Eylemcilerin, hükümetten gerçek değişim ve çözüm beklediği açık, ancak bunun nasıl gerçekleşeceği, uzmanlara göre önümüzdeki günlerde İran’ın geleceği açısından büyük bir belirsizlik taşıyor.
Ekonomistlere göre, İran’ın riyalini toparlaması için derin köklü reformların yapılması gerekecek. Bu reformlar, yalnızca ekonomik alanla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda sosyal ve siyasi alanları da kapsamalıdır. Ancak mevcut hükümetin bu tür reformları hayata geçirme kapasitesi ve iradesi şüpheli. Tahran sokaklarında yükselen sesler, çözüm bekleyen toplumun nabzını tutarak, ülkedeki mevcut durumu değiştirmeye yönelik yapıcı bir sürecin başlangıcı olabilir mi? Zaman gösterecek.