Birleşmiş Milletler’in (BM) işleyişine dair eleştiriler ve reform talepleri dünya genelinde artarken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM’nin daha etkin ve kapsayıcı bir yapıya kavuşması gerektiğini ifade etti. Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, uluslararası ilişkilerde adaletin sağlanması, güçlü ülkelerin etkisinin azaltılması ve daha adil bir dünya düzeninin kurulması gerektiğini vurguladı. Bu konuşma, BM’nin köklü reformlarının ne kadar hayati bir ihtiyaç olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Erdoğan, konuşmasında özellikle BM Güvenlik Konseyi’nin yapısını eleştirdi. “Dünya beşten büyüktür” ifadesini yineleyerek, beş daimi üye ülkeden oluşan bu yapının, dünya genelindeki sorunlara çözüm bulmakta yeterince etkili olamadığını dile getirdi. Örneğin, Suriye, Libya ve diğer kriz bölgelerinde yaşanan zorlukların bu reform ihtiyacını daha da belirgin hale getirdiğini kaydeden Erdoğan, bu ülkelerde barış ve istikrarın sağlanması için çok taraflı bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini belirtti.
Erdoğan ayrıca, BM’nin daha demokratik bir yapıya kavuşması için gelişen ülkelerin daha fazla temsil edilmesi gerektiğini savundu. “Gelişmiş ülkelerin çıkarları doğrultusunda hareket eden bir yapı, adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasına hizmet etmez” diyerek, reform taleplerinin gündemde tutulması gerektiğinin altını çizdi. Özellikle iklim değişikliği, göç ve sağlık gibi küresel sorunların, daha kapsayıcı bir uluslararası işbirliği gerektirdiğine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı, uluslararası işbirliğinin önemine de değinerek, ülkelerin birlikte hareket etmeleri gerektiğini vurguladı. “Tek başına hiçbir ülke, karasal sorunları çözemez. İşbirliği, diyalog ve birlikte hareket etme zihniyeti, herkesin yararına sonuçlar doğurur” şeklindeki sözleri, uluslararası topluma birlik çağrısı niteliğinde. Ayrıca, BM’nin ekonomik adalet konusunda attığı adımların da yetersiz olduğunu belirten Erdoğan, bu noktada acil reform ihtiyacının artık bir lüks olmadığını, bir zorunluluk haline geldiğini ifade etti.
Erdoğan’ın reform çağrısı, BM’nin yeniden yapılandırılmasının yanı sıra, ülkelerin kendi iç meselelerini çözmede de daha fazla sorumluluk almasını gerektiriyor. Geçmişte yaşanan birçok kriz, Birleşmiş Milletler’in harekete geçmekteki gecikmelerinin sonucu olarak ortaya çıktı. Bu nedenle, Cumhurbaşkanı'nın yaptığı bu çağrının, sadece Türkiye için değil, tüm dünya için anlamlı bir dönüm noktası olabileceği düşünülüyor.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler reformuna yönelik açıklamaları, uluslararası gündemde önemli bir etki yaratacak gibi görünüyor. Sipariş edilen dünya düzeninin, tüm ülkelerin çıkarlarını gözeten, adil ve eşitlikçi bir hale getirilmesi amacıyla, bu tarz çağrılar ve görüş alışverişleri, dünya barışı için büyük bir adım olacaktır. Bugün atılacak adımlar, gelecekte daha adil ve demokratik bir dünya inşa etmenin temellerini atabilir.